Pazartesi, Haziran 30, 2008

Help

Şu an canım çok sıkkın.Okulun bitmesinin dezavantajları yavaş yavaş önüme serilmeye başladı.Önümdeki o kadar seçenekten hangisini seçeceğimi ,hangisinin hakkımda hayırlı olacağını bilmiyorum bunun için çok darlandım ve ne yapmam gerekitğini tam bilmiyorum.Umarım Allah benim ve tüm arkadaşlarımın yardımcıısı olur.

Cuma, Haziran 27, 2008

2,5 film




Dün tatilin veridiği sıkıcılıktan kurtulmak için kızlarla bir arkadaşımızda kalmaya karar verdik.E kızlar bir araya gelince ne yapar ondan bundan konuşup dedikodumuzuda yaptıktan sonra akşam üzeri kızlarla Dikmen Vadisine gittik Ankara da doğmuş büyümüş bi insan olarak okadar tanınmış bir parkı ilk kez görüyordum nese iki gezdik üç dolandık vadinin yukarısında Melih Gökçek in evi varmış vay adama bak nerelerede oturyor diye bikaç tane sövdükten sonra evimize geldik ne yapsak geceyi nasıl geçirsek diye düşünürken yandaki internet kafeden film kiralayakım dedik 3 tane film kiraladık.

1-Söz ve Müzik
2-Apocalypto
3-Kanlı Elmas


İlk olarak Söz Müzik adlı filmi seyretmeye başladık.Arkadaş bu filmi bi gazetede görmüş ve hakkında iyi yorumlar yazıldığı için izlenmeye değer diye düşündüğünden bize aldırdı(mış-film sonrası savunması) filmin türü romantik komedi yazıyordu ama filmde komediye dair hiçbir şey göremedik.filmin yarısında ben oflayıp puflama başladım çok sıkıldım .Kzılara ben sıkıldım izlemesek mi felan dediysem de bizim romantik hatunlar dur ya daha kızla erkek birbirine aşık olcaklar bilmem ne dediler nese bu salaklar aşık oldu birbirlerine ama filmi toparlamaya yetmedi.Filmi memnuniyetsiz bir şekilde bitirdik.

İkinci olarak Mel gibson 'un Çekitiği Apocalypto adlı filme geldik.Film hakında hiçbir fikrimiz yoktu hatta kızlar büyüsü bozulmasın diye cd üzerindeki özeti bile okutmadılar.Neyse filmi izlemeye başladık Maya dilinde çekilmiş bir filmdi.Film öyle bir sardı ki bizim filme başlamadan önceki varolan uykumuz kaçtı herkesin gözü fel fecil açıldı kızlarla her sahne hakkında ne olacağına dair tahminler yapmaya başladık. onlar hep iyimser davranıp güzel yorumlar yaparken ben filmdeki bütün iyi karakterleri çoluk çocuk demeden öldürdüm kimisini süründürdüm uzuvlarını koparttım derken beni zor susturdular ama film boyunca çok stres olduk yani kısacası beklediğimizden çok daha güzel filmdi.Filmin başrol oyuncusunu filmin ortalarına doğru iyice gözümüzde büyüttük,filmin başında sümüğümüzü atmayacak kadar beğenmediğimiz bebe birden Murat Bozumsu(bozumsugillerden) bir adam oldu.şöyle yakışıklı böyle yakışıklı bunun ormandaki bakımsız hali böyleyse normal yaşamda nasıldır felan dedik az önce google baktım da filmdeki hali daha iyiymiş normalde bir şeye benzemiyormş:/Futbolcu Ronaldinho nun biraz daha düzgün hali,melül bakışlı,çırpı bacaklı,alnı açık bi arkadaş.

İşte yukarıdaki de resimleri şimdi bunun neresini beğendiniz derseniz filmin gazıyla yaptık bi hata:P ama ossun filmde çok karizmaydı.

herneyse sonra 3. film olan Kanlı Elmas' a geçtik ilk cd yi izledikten sonra saat sabah 5 e geliyordu ve bizi göz kapakları daha fazla taşıdığı yüke dayanamayarak kapandı ve 2 .cd yi izleyemedik yanımızda 3 defa bu filmi seyretmiş arkadaş filmin çok güzel olduğunu asıl atraksıyonun 2.cd de olduğunu söyledi.Yani kıssadan hisse Apocalypto ile Kanlı Elmas izlenilesi bir fim olup şahsım tarafından şiddetle tavsiye edilmektedir.


Salı, Haziran 24, 2008

Alışamadım Yokluğuna


Sen uzaklarda ben burda
yokuluğun baharda fırtına
en yakınım takvim yaprakları
hep su gibi akarken zaman
şimdi elimde kaldı yapraklar
yelkovan akrepten de yavaş
uykular, sancılı bir savaş
ahirim olmaya yeminin var
gel artık bekleyenin var..

Pazartesi, Haziran 23, 2008

Taşınmak


Bu aralar evde bir taşınma telaşı var.Etarfımda birçok kişilerin sürekli ev değiştirdiğini semtten semte gezdiğini görürdüm ama bunlar bana uzak şeylerdi çünkü doğdumdan beri aynı evde yaşıyordum.Şimdi ise doğduğum evi bırakıp başka bir semte taşınacağız, önceleri taşınacağız düşüncesi koymuyordu ama zaman yaklaştıkça koymaya başladı.Biizmkilere siz taşının burda benim odamı bırakın ben burada kalacağım demeye başladım.Düşünüyorumda hergün okuldan eve geldiğim yoldan birdaha geçmeyeceğim ,çocukluğumu geçirdiğim,oyunlar oynadığım yerleri birdaha göremeyeceğim,anılarımın çoğu buarada kalacak..Birde şuan oturduğumuz yer şehrin merkezindeydi her yana yakındı kızılaya 20 dakikada varabiliyordum taşınacağımız yerde ise yol çilesi başlayacak:( taşındığımız yerin avantajı ise iş yerimize yakın olması ve müstakil bahçeli bir ev olması.Zor gelecek ama insan bu dünyada herşeye alışıyor, bir ev değişimi değil mi onada alışırız:)

Yeni tema

Sonunda bloguma yeni bir tema yaptık.Artık eski temadan baya bi sıkılmıştım ki Omar sağolsun yetişti imdadıma ve yeni temamı yaptı valla beğenir misiniz bilmem ama ben beğendim gayet hoş oldu benim ruh halimi ve hayata bakışımı anlatan rengarenk bi blog oldu hadi hayırlı olsun bakalım:)

Cuma, Haziran 13, 2008

Susarak özlüyorum




Geçen günlerde arkadaşımın biri sana bir şarkı göndereceğim ama önyargılı davranma birkaç kez dinle dedi ben ilk dinlediğimde benim tarzım değil diye bir yorum yaptım ama sonra birkaç defa daha dinlediğimde çok hoşuma gitti .bu aralr çok sık dinlediğim bir şarkı oldu sizde önyargılı olmayın birkaç defa dinleyin:)olur da bu şarkıyı severseniz bide ahmet aslan'dan tanımadığım teni dinleyin;)

Salı, Haziran 10, 2008

bir optimistin günlüğü


kız sabah uyanıyor birkaç ay evvel sevgilisinden ayrılmıştır kalkar yatağından elini telefonuna atar ....atmasıyla artık sevgilisinin olmadığı düşücesi aynı yıldırım ççarpar gibi aklına düşer..kendini perişan etmiştir günlerce beş para etmeyen bir süzük için ..sonra düşünür ben ne diye kendimi heba edeyim beni tınlayamayan biir insan uğruna der ve o günde sonra polyanacılık oynamaya karar verir.. ilk gün perşembe pazarına yani sosyete pazarına gider pazar tıklım tıklımdır birkaç taciz olayı yaşar ama bunu gayet ılımlı bir şekilde karşılar bende erkek olsaydım bunu yapardım der yadırgamaz kendine cicili bicili bir şeyler alır parası gider ama mutlu olmuştur.eve gelir aldıklarının birkaçında defo çıkar ama üzülmez sonra birkaçgün sonra annesi ile babası pazara giderken kafalarına türklerin uzaya göndermeye çalışıp gönderemediği türksat1c uydusunun düştüğü haberi gelir ilk önce bi şok yaşasada sonra her insan evladına böyle anne baba ölümü nasip olmaz der sevinmeye bile başlar canlı yayınlara ,haberlere çıkar hatta bir ara haberlere çıka çıka uğur dündarın asistanlığına geçer uğur dündarlar beraber kirli pastane ve lokantalara baskına gider hatta böceklerin nerden geldiğini soran uğur dündara,bu böcekler afikadan muzun içinden geliyor diyen pastaneci ile tanış olur o anı yaşar...sonra fatih ürek'in çalıştığı gece klubünde fatih in hadi hadi şarkısının vokalistliğini yapmaya başlar birgün fatik ürek derki yarın yılan dansını öğren sahnede yılan dansı yapcapız der bu biizim salak polyanada pet shoptan bir kobra ailesi alır flüt çalarak kobralara dans yaptırmaya çalışır yılanlar tabii olarak buna dalar bu olayı ucuz atlatır,bu olayı da kadere yorarak kendini teselli eder salaklığına bir çentik daha atar. neyse birgün çalştığı yerde bikaç ünlü ile daha tanışır bunu oturmaya çağırırlar buda çok sevinir, benimde sosyete namım yürüsün der arkadaşlarının evine gider eve gititğinde kapı çalar vepolisler içeri girer ve barbi bebek operasyonunda kendini bulur bu operasyonda gözaltına bulunduğu için gururlanır çünkü operasynun adı onu onure ermiştir zaten o olaydn sonra saçlarını sarıya boyatmıştır nese bu kız böyle salak saçma şeylere sevinerek olayın bokunu çıkarmış olaylardaki art niyetleri görememiş ve bok yoluna gitmiştir bigün mamak çöpülüğünde ölü olarak bulunmuştur

Not:bu yazı hiç içimden gelmeyerek ıkına sıkına yazıdğım bir yazıdır.lobelya ile msn de konuşurken bi konu belirleyelim ikimizde o konu hakkında yazı yazalım bloglarımızda yayınlayalım hangimizinki daha güzel olacak tarzında gelişen bir iddia sonucu saçmalayarak yazılmış bir yazıdır aslında yayınlamayacaktım ama lobelya delüğanlı ol sözünü tut diyince yayınlıyorum :))

Pazar, Haziran 01, 2008

aşk defteri


hayatta her kişiye aşk için 1 ortalı harita metod bir defter düşermiş doğru tercih yapanlar bu defterten iyi istifade edip defteri kendine yetirebilirmiş.aksine yapanlar ise defteri bitirip çare bulamayıp baş sayfaları dönüp onları silip yıpranmış sayfalara yeni aşk hikayeleri yazarlarmış, ne kadar iyi silinmek istense de o sayfalarda eskiden kalma harfler,noktalama işaretleri kalırmış..o zaman neymiş ? defterimizi kendimize yetirmeliymişiz. nasıl yapacak mışız ? doğru tercihlerle ...yaptığımız tercihin doğru olduğunu nerden bilecekmişiz ??işte bunun cevabı yok:)) doğru tercih yapanlardan olmak dileğiyle:))