Perşembe, Ekim 30, 2008

Ben küçükkene...



Çocukluğumuzda şuankinden farklı bir çok şey vardı mesela eskiden o zamanın çok küçük parasına meybuzlar vardı renk renk.evdekilerden para koparıp koşa koşa gider alır yerdik o boyalı şeyleri.şimdiki çocuklara versek yüzüne bakmazlardondurmada aşağısını yemiyorlar veletler.sonra sakızdan çıkan çıkartmalar vardı onların böyle kağıtları olurdu kağıttaki yerlerine yapıştıırıp, tamamlamaya çalışırdık ve böylece hediyeyi kazanacaktır.bir kere Sindy bebekli çıkartmaların birçoğunu tamamlayıp yerine yapıştırmıştım ,çok az bir eksiği kalmıştı. o arada arkadaşlarla ip atlayacaktır.orada komşumuzda birileriyle oturmuş sohbet ediyordu. çıkarma kağıdımı tutsun diye ona vermiştim ve baya da bir tembihlemiştim aman bir şey olmasın diye.sonra arkadaşlarla oynadık ,oyun bitince kadının yanına gidince ne göreyim bizimki kağıdı dürmüş dişini karıştırıyor:(bir sürü ağlamıştım..Daha sonra başka bi çıkartmanın hepsini tamamlamış adrese postalamıştık bize göre ateri kazanmıştık sözde göndereceklerdi haftalar geçti bir şey gönderen yok.sakızın üzerinde yazan telefonu aramıştık bir kamyoncu derneğinin telefon numarasıymış :)

Ateri demişken bir gün yine küçükken televizyon kanallarını ayarlarken bir baktım mario oyunu ama tv kanallarında değil ,alt kattaki çocuğun oynadığı oyun biizim evde çekiyor,mario ile tanışmam böyle oldu ,ben uzun süre otrup çocuğun oynadığı oyunu izledim , sonra tutturdum bende ateri istiyorum diye sonra benimde aterim oldu bir çok arkadaşımın olduğu gibi, bide bu aterilerin kasetleri vardı ,arkadaşlarla takas felan ederdik .


Bir de ben çocukkene bir oyun uydurmuştum ve arkadaşlarım arasıında baya bi tutulmuştu.aslında tam bir oyun değildi ama çok eğlenceliydi mesela iki arkadaşsak biri gözünü kapardı diğeri onu gezidirirdi.ayağını kaldır ,indir diye direktifler verirdik ve mahallenin değişik yerlerine götürürdük .bir gün ben gözümü kapatacağım sıra arkadaşımda gözünü kapatmış ikimiz birden yeri boylamıştık azğımıza kumlar dolmuş,ellerimz kanıyordu ama biz kahkalar ile gülüyorduk:) ayy yazdıkça bir sürü çocukluk anım geliyor aklıma burada kesiyorum:)

Salı, Ekim 28, 2008

taşınmıştım ki....

tam taşınmıştım bloglar açılmış:)))) şimdi iki tane blogum var ama siz beni buradan izlemye devam edin kaldığım yerden devam

Salı, Ekim 21, 2008

Gazili Aslanlar ile maç keyfi


Bu hafta sonu arkadaşlarla,bir değişiklik olsun dedik ve maçı evde izlemek yerine bahçelide Gazili Aslanlarlaizledik ,yalnız bu maçın organizasyonu net üzerinden yapıldığı için bu organizasynlara katılacakları tanımıyorduk normalde 17.30 toplanılacakken ben nasıl olduysa 17.00 diye okumuşum dört arkadaş metro çıkışında bekliyoruz gelen yok giden yok yoldan geçen her galatasaray formalıyı yanımıza geliyor sanıp seviniyoruz ama nafile.arkadaşlar arasında adım hep felaket tellalcısı olarak anılır hemen her şeyi olumsuz düşünürüm mesela sınıfça pikniğe gittiğimiz birgün çok kötü yağmur yağmıştı fena halde ıslanmıştık ben otobüse binip yola çıktığımız andan itibaren pikniğin sonuna kadar zatüre olup öleceğiz ,kesin baraj taşacak ben yüzme bilmiyorum,bu yağmur asit yağmuru olabilir eriyebiliriz gibi çeşitli senaryolar yazarak arkadaşları deli etmiştim.o günde yok kimse gelmicek,bu bize yapılan bi şaka gibi bir çok saçma senaryo yaparak bizimkileri deli ettim sonun metornun ucunda gGalatasaray atkılı bir çocuk belirdi ,diğer yandan bir başkası geldii her biri farklı yerlerde bekliyor kimse kaynaşmıyor .sonra tuttum biizmkileri 2 tane kız gelmişti yanlarına gtttik sonra gören geldi ve toplandık.yaklaşık 25 kişi olduk tezahuratlara maçı izleyeceğimiz cafeye koyulduk.yolda trabzonsporlar koca hopörlerler getirmiş kol bastı çalıyorlar kendileince eğleniyorlar onlara karşı tırsa tırsa (burada tırsan benim)bikaç tezahurat ettikten sonra neyse sonunda cafeye ulaştık . maçı gerçekten de kaliteli insanlarla izlemek çok eğlenceli ve güzel oluyor maçta iki pozisyonu kaçrıdım birincisi ilk goldü arkadaşım yanımda vıdı vıdı ederken göremedim ve sinir oldum diğeride ayhanın verdiği frikikti onu da iyiki kaçırmışım:p bu arada ben hala fanatik bir galatasaraylı olduğum halde henüz stadyumda maç izleyemedim:(aile meclisinde izin çıkmıyor yok küfür ediyorlarmış,yok kavga çıkarmış diye oysaki blogtaki ilk serzenişimi taa bu yazıda yapmıştım.hala bi gelişme yok:(

Cumartesi, Ekim 18, 2008

Afgan Kızı-Şarbat Gula


Bu Afgan kızının keskin bakışlarını hepiniz hatırlarsınız . Şarbat Gula'nın1985 yılında12 yaşındayken Pakistan mülteci kampındayken çekilmiş bir fotoğraf gözlerindeki derinlik beni çok etkliyor.uzun zamandan sonra bu fotoğrafı tekrar görünce bloguma koyup biraz bahsetmek i istedim.

Bu fotoğrafı çeken fotoğrafçı 20 yıl kadar süren araştırmaları sonucu Gula'yı Afgaistan'da buluyor ve tekrar fotoğraflıyor.
göz irisinin biyometri teknolojisi ile incelenmesi sonucu Şarbat Gula'nın bulunan kişi olduğu kesinleşiyor.Ona en çok istediği şey soruluyor ,isteğinin hacca gitmek olduğu öğrenildiğinde hacca gönderiliyor




son fotoğrafında görüldüğü gibi hayat ondan çok şeyi alıp götürmüş.gözlerideki derinlikten bile çok şey kaybetmiş.


Bir de ilk resmin mizahi şeklini koyayım Mona-Gula karışımı:)


Cuma, Ekim 17, 2008

tutamıyoruz zamanı


zaman hızla akıp gidiyor tutamıyoruz.mutlu anlarımızda, mutluluk sarhoşuyken zamanın nasıl geçtiği anlamıyoruz, mutsuz olduğumuzda bile hiç geçmeyeck zannettiğimiz zamanın geçip ,acıları dindirmesi de iyi ve kötü her anın bitmesinin göstergesi değil mi?..insanoğlu unutmuş ki , doğduğunda ölümle nişanlı ve ebedi nişanlısına er geç kavuşacak.o zaman can yakmak,hak yemek niye?


resmin kaynağı:Kevser Banu

Cumartesi, Ekim 11, 2008

lerzan .......?


Kızılay da bir arkadaşımla yürürken bir kadın bizi durdurur "Lerzan diye bir sanatçı vardısoyadı neydi" der.Ben de yıllardır bu soruyu bekliyormuşcasına hazırlıklı gibi tek kelimeyle"Mutlu" cevabını verdikten sonra herkes yoluna devam eder.

Hani bazen bir şey aklımıza takılır ama bir türlü hatırlayamayız sanırım o kadına da böyle oldu.Arada bana da oluyor ama hiç sokaktan birini çeviripte bu neydi diye sormuyorum:)

Perşembe, Ekim 09, 2008

Manidar

Pazartesi, Ekim 06, 2008

Nihayet..

Cuma, Ekim 03, 2008

Artık...


ben insanları üzmemek ve kırmamak için bu kadar uğraşırken ,insanların bu kadar umarsız davranmalarına dayanamıyorum.siz siz olun kimseye haddinden fazla değer vermeyin üzülen siz olursunuz valla bak!Artık bende böyle..

Çarşamba, Ekim 01, 2008

Dolabımdaki Kara Delik


Paramın neredeyse tamamına yakınını kıyafete yatırıyorum yani sermayeyi kediye felan değil direk eşeğe yüklüyorum eşekte kuyruğunu sallaya sallaya gidiyor.İşin kötü yanı o kadar kıyafet almama rağmen giyecek bir şeyim yokmuş gibi geliyor. ne zaman bi yere gidecek olsam ben ne giyeceğim diye hayıflanıyorum. Sonunda dolabımda kara delik olduğuna kanaat getirdim.Kara delik bütün kıyafetlerimi içine çekiyor bana da çal çaputtan başka bir şey bırakmıyor.Bundan sonra İnsani yardım derneklerine kıyafet için başvuracağım ,kıyafetlerimi onlar karşılasınlar .Çok ahım şahım şeyler vermeselerde olur biraz şıkımsı(Türk Dil Kurumuna benden hediye olsun bu kelime)olsun yeter.Ha bu arada birgün beni evde bulamazlarsa anneme dolaptaki kara deliğe bakmasını söyleyin.Bakarsınız birgün beni de içine çeker.ozaman yapılacak tek şey dolabın önüne bir tabak tatlı koymanız emin olur datlu için ne yapar ne eder o delikten çıkarım.