Salı, Aralık 30, 2008

Bebek katili israil



bu aralar İsrailin ,Filistene yaptığı zulüm ortada ve dünya buna sessiz kalıyor.insanın elinde hiçbir şey gelememesi kadar kötü bir şey yok.sadece dualarımızla yanlarında olabiliyoruz.keşke daha fazlasını yapabilsek

bizim elimizden bir şey gelmiyor ama buna engel olabileceklerin de sesi çıkmıyor Abd ve Avrupa dan tık yok .zaten onların bir şeyler yapmasını beklemek hata.ya peki o zengin Arap Emirliklerinin sesi neden çıkmıyor.neden herkes bu kadar sessiz ve kendi çıkarları peşinde?

100 yıl önceki biizim yaptığımız iddia edilen sözde ermeni soykırımını insanlar protesto ederken,şu an Filisten e yapılan soykırımına neden kimse engel olmuyor ne biçim bir dünyada yaşıyoruzz.çok doluyum ve sinirliyim bu konuda yazacak çok şey var ama sadece yazmak neye yarar?Son diyeceğim:

Dünya yılbaşını kutlasın biz Filistin'in yasındayız...

Perşembe, Aralık 18, 2008

Kıvanç'a kargışşş



Dikkat bu yazı bol miktarda sinir ve asabiyet bulunduğundan 7 yaşının altındaki okuyucularımızın okumamasını öneriyoruz." ben 7 yaşının altındayım zaten okuma yazmada bilmiyom apla "diyorsan diyecek sözüm yok

Bundan bi kaç gönderim öncesinde Kıvanç Tatlıtuğ'a kimseye yapmadığım iltifatları yapmış,yerlere göklere sığdıramamış,facebookta fanı olmuş idim.Hay benim laptopumun içine su kaçsaydı da bunları yapmasaydım,televizyonumun receiveri bozulsaydı da senin boy boy yer aldığın magazin foreverlerı seyretmeseydimm

kendime bu kadar kargış etttikten sonra sıra sana geldi hey gidi Kıvanç hey gidi delüğanlı yaptıkların boyuna posuna endamına yakıştı mı?

Şu yazımın sonunda "Allah sahibine bağışlasın "demiştim aslında orada bıyık altından "Allah senii Azra Akın'a bağışlasın"demek istemiştim ama sen ne yaptın mis gibi dünya güzeli kızı aldattın hemide kiminleeee.

Söylemeye dilim varmıyorr..Allaan çikin betisi ,yerden bitmesi ,yaşını kırka dayamış Meltem Cumbul ile ... artık senin ilgili bütün platonik duygularıma son veriyorum ,faceboktaki hayran listenden çıkıyorum.Sende mi Brütüs??

bir çok gereksiz erkeğin yaptığı gibi sende mi aldattın sevgilini?oysaki seni seviyeli ilişkinle, Laila dan çıkarken yüzündeki tatlı gülümsemenle hatırlardık ama şimdi o sarı kafan ve yüzündeki o hınzır gülümsemeyle hatırlayacağım
.oysa ben pambıq suratındaki saflığa aldanıp seni onlardan saymamıştım.



bak şu yukarıdaki resme boy pos uyumu desen var,Asuman Cruse nin bahsettiği ten uyumuu desen o da var daha ne istiyon Allah tan cezanı mı?

Not:Bu olaya Azra benim kadar tepki vermişmidir bilinmez.Feminen tarafım kabardı

Gora ile Arog arasında bir yerlerdeyim


evet efenim çok konuşulan Arog filmine ben de teşrif ettim.Zaten daha önce Gora kadar iyi olmadığına dair duyumlarım vardı.İzledikten sonra ben de bu fikre sonuna kadar katıldım

bi kere kostümler ,mekan,efektler süper 1.bölüm sırf onlar için izlenir ama filmde doğru düzgün espiri yok,film ilerledikçe sıkıyor bir de film çok uzun 2,30 saat ,benim film bittiğinde ilk söylediğim şey "oh bea" oldu.Hatta bi ara bütün izleyiciler bir olup avea reklamındaki gibi oh be şarkısını söyleyecektik o kadar baydı.

Biliyorum benim bu yazdıklarım siizin bu filme gitmenize engel olmayack çünkü bi kere Cem Yılmaz yazıp ,oynamış ve öncesinde Gora gibi bi film var,ister istemez merak edilecek ve gidilecek bende aynen öyle yaptım siz de yapın hiç çekinmeyin izleyin .

Mehmet Ali erbil ne demiş : cem yılmaz arog ta çekse, gurakta çekse, vırakta çekse seyirci izler.hadi bakalım size de iyi seyirlerr

Perşembe, Aralık 11, 2008

Yakışıklı olunmaz doğulur






Bu aralar bir çok arkadaşım Özcan Deniz'in yakışıklılığından bahseder durumda.Şöyle yakışıklı böyle karizma diye..Tamam bi kusuru yok (ama ben onu her ekranda gördüğümde eski hali beynimin kenarında canlanıyor. ilk çktığı zamanlar ,ondan sonra biraz façayı düzeltip prestij müzik aleminde mahsun,alışan,özcan üçlüsünü oluşturduğu zaman,sonra biraz daha zamana ayak uydurup arabeskten popa geçiş ve burnunu düzeltme...... ve şimdiki yakışılı karizma Özcann..keşke önceki evrelerini bilmeseydim:)onun için şuan ki halini çokbeğen(e)miyorum.


Kimi beğendiğime gelince,

ben kendimi bildim bileli sarışın erkeklerden hazetmezdim ta kii Kıvanç Tatlıtuğ'un Menekşe ile Halil dizisini izlyene kadar.Daha önce Kıvanç,Gümüş adlı dizide oynamıştı ama o hali hiç çekici değildi saçlarını kesitirnce gözümde büyüdü büyüdü ve ilk kez bana göre sarışın bir yakışıklı görmüş oldum.Yahu hiç bi kusuru olmaz mı bi insanın Kıvanç'da öyle pambıq gibi .nese ne diyelim Allah sahibine bağışlasın.:)



Cumartesi, Aralık 06, 2008

sağım solum önüm arkam sobeee



Sevgili Haccecan tarafından sobelenmişim:)

Konu:buz dolabınızda ne var?


Bizim buzdolabı en fazla bir gün dolu olur.Ertesi gün hepsi tüketilir:) Öyle tıka basa market alışverişi de yoktur.Çünkü kendi marketimiz olduğundan her akşam o gün ne eksik varsa abimden isteriz o da getirir.


Yemek yemeyi çok severim .Benim için hayatın anlamlarından biri.Yani doymak için değil zevk için yerim.Hatta ablam ile alışverişe sırf dışarda yemek yemek arzusu ile giderdim.
bir de yemek yerken çevrem ile bütün ilişkim kesilir yemeğe odaklanırım.

Şimdi bu yazıyı okuduktan sonra obez olduğumu düşünenler olabilir ama çok şükür şişko değilim :)
.

Bu kadar yemeği sevmeme rağmen yemek yapmayı bilmiyorumm.Annem yemekleri yaptığı için bana fırsat kalmıyor zaten annem de çok güzel yemek yapar,
yemekteyiz programına katılması için ısrarlarım sürüyor.

Buzdolabımızdakiler: peynir,yeşil zeytin,siyah zeytin,reçel, bal,çokokrem (kahvaltının vazgeçilmezleri)
domates,yeşil fasulye,önceki günden kalma makarna,çorba,yeşillik

sucuk,pastırma,vazgeçilmez olan kola

Ben de
bu bir blog kaydi ile varaka gülşahı sobeliyorum.

Cuma, Aralık 05, 2008

Issız adam filmindeki beğendiğim replikler



filmde beğendiğim replikler
:

Alper: Seni tanıdığımdan beri, her gün bayram sabahı sevincinde geçiyor

******************


Alper sarhoş olarak Ada nın kapsına elinde çiçeklerle dayanır.


Ada:sahoş olmadan önce mi aldın çiçekleri sonra mı??
Alper:ne farkeder ki?
Ada:bir kadın için çok şey farkeder

(çok doğru bir şey bu sarhoş bir insana her isteidğini aldırabilirsin önemli olan ayıkken almak)

**************
Alper:ben ayrılmak istiyorum
Ada: ağzına s.çayım


*********************

Alper ayrılmak istediğini söyledikten sonra


Ada:sen şuan kar üzerinde yatıyorsun,uyku tatlı geliyor ama ölüme gidiyorsun

ISSIZ ADAM ISINIRSA .....

Krizin işçiden, memurdan, emekçiden çok öğrenciyi vurduğunu düşündüğüm şu günlerde, ıssız adamın pasif reklamının iyi yapılmasından mı yoksa kafamın içinin ıssız adamdan daha ıssız olmasından mıdır bilinmez 8 TL ‘den feragat edip bu yapıma gitmiş bulundum. Bir önceki Çağan Irmak filminde olduğu gibi bu filminde ağızdan ağza dolaşan şöhreti bize kadar ulaştı. Her giden öle güzel film, acayip film, şöyle kopardı bizi, işte böle böğüre böğre ağladık diyince eksik kalmamak için gitmek şart olmuştu zaten… Duygusal filmlerin değişmezlerinden biri olan sevgiliyi de yanımıza alma ritüelini de yerine getirmeyi unutmadım deyim. Çünkü o sebeptendir ki sevgilinin yana alındığı filmler daha bir duygusal, ağlama zırlama konusunda daha bir meşruiyeti olan, ağlayabilirsen de boşa gitmeyeceği bilinen, göz yaşlarınızın sonsuz uzayda hacim sahibi olacağını bildiğiniz filmlerdir.

Film, geçmişte iyi bir film deneyimi olmuş başarılı bir yönetmene sahipken, bu denli güzel eleştiriler almışken, yanına sevgilisini alan her türk genci ağlamaya şartlanmışken ışıklar kapandı ve filme geçildi. Issız adam göründü aslında tipsiz adamdı ıssız değil. Saçları ters dönmüş bir ayakkabı gibiydi, değme amelelere taş çıkaracak bir kıl topağıydı özünde… Çarpık ilişkileri vardı psikolojisi bozuktu ama filmde teşhisi konulamadı ya da konuldu…. Issızlık literatüre sapıklığın bir türü olarak geçti biz farkında olmadık… Film başlar başlamaz adamımız bir gruba girdi evli bir çifte üçüncü oldu, akabinde sado-mazo bir ilişkiye yeltendi, başroldeki kıza zıpladı, bir yaşlı kadına atladı, sayısız yaşlı ev hanımını ve hayat kadınına ise hiç değinmek istemiyorum…. Bi ara iyi ki ıssızmış adam ya bide ısınsa ne yapacaktı acaba demekten kendimi alamadım zuahah. Hatta perdeden çıkıp geleceğinden korkan koltuklarına sıkı sıkı sarılan insanlar gördüm muahahah

Konusu çok basitti, oyuncular iki kişiden ibaretti, klasik aşk hikayesiydi ama realiteden uzaktı. Tipsiz pardon ıssız adamımız yeşil gözlü ceylan kızımızı çok basit tavlamıştı o tiple, bayat esprilerle kızda dünden hazırdı ellaaam tanışmasıyla yatmaları bir oldu… Film zaten Türk aile yapısını ve toplumsal hayatını çok iyi anlatıyordu bu açıdan. Yönetmen ya kavanozda yetişmişti yada yabancı bir yaşam standartını bizim diye itelemişti bize onu anladım en nihayetinde…..

Issız adamımızın bu performansı lise yıllarımı getirdi aklıma nasıl saf, nasıl temizdim, bir de kız arkadaşım vardı…. Yeni gürlediğimiz, karşı cinsi etkileme peşinde koştuğumuz yıllardı. O zamanlarda da sinema, güzel duygusal bir film seçimi, hem karşı cinsi duyguya boğma hem de seçiminden dolayı nasıl ince bir insan oluşunun karşı tarafça fark edilmesi açısından önemli bir seçenekti. Şöyle afişlere baktığımı hatırlıyorum aralarından birisi çok güzeldi Panama vardı işte palmiyeler falan filan…. Ambiyans süper dedim ismi de panama terzisiydi filmin. Garibim terzinin başından geçebilecek en baba aksiyon aşktır herhalde dedim ve aldım iki bilet. Gene kız arkadaş yanda…. Işıklar karardı film başladı terzi göründü…. Bir, iki ,üç terzi durmuyordu maşallahı vardı adamın, panamada hatun bırakmadı öle deyim. Hatta aradan önce salonun yarısı salonu boşalttı. Sayıyla yedi kişi kalmışızdır en fazla salonda o derece bi ortam gelişti bir anda. Yanımdaki kızcağız ne düşünmüştür acaba hiç sormadım. Zaten çok uzunda çıkamadık ayrıldık hep merak ederim bu filmin ne derece bir etkisi oldu diye zuahahah …. İnce olmak isterken sapık olmak hoş bi duygu değildi ne o zaman ne de şimdi….

Issız adam fantezileri geliştirirken aynı kumpasa geldiğimi hissettim bir an ama şükür ki bu filmi kız arkadaşım önermişti okkalı bir nefes aldım… Sonra benim lise yıllarımda düştüğüm duruma düşebilecek insanlar geldi aklıma üzüldüm. Issız adam balonu fena patlamıştı. Filmde sonlara doğru karşılıklı bir konuşma geçiyordu insanların duyguya boğulduğu lafta… O ilişkiyi ayrıcalıklı yapan adamın anormal olmasıydı ve kimseye bağlanamamasıydı yoksa son derece klişe bir konuydu.. O içten konuşma sahnelerine duygulananlar “selvi boylum al yazmalımda “ kadınım Asyam ” diyen iç seste ne yaparlardı acaba… Millet ağlamaya kastırmıştı kendini nitekim bir takım kız tayfasıda başarmıştı. Çıkarken gördüm bir kaç tane ağlak tip inanılmazdı…. Bu kadar çok iş tutma sahnesinin olduğu bir film genç kızlarımızı ağlatmayı başarmıştı zuahahaha… Şartlananlar şartını yerine getirdi gibi geldi çoğunlukla bana…. Sonra kendi kendime söylendim peki senin günahın neydi Panama Terzisi senin günahın neydi acaba ? O zaman sinemayı boşaltan ıyyyyk bu film sapıkça diyip, benden yanımdaki kızcağızdan başka filmin sonunu beklemeyen türk gençliği nereye gitmişti acaba… Öyle ki bazıları ağlamıştı bile zuahahahh :O Evril gençlik evrilebildiğin kadar….. Uykusuz_Ejder

Pazartesi, Aralık 01, 2008

Gerçek kesit


  • bu olay tamamen gerçek olup ,hayal ürünü kahramanlara ve olaylara yer verilmemiştir
Olay Batıkent te bir ev de geçmektedir.
talu adlı şahıs oturmuş televizyon seyrederken ablası bir an da içeri girer ve kesin bir dille "bugün diyete başlayacağım ve saat 6 dan sonra hiçbir şey yemeyeceğim"der
.talu'da" hadi gazan mübarek olsun" der ve "annem 10 lu halley almış getirsene "diye ekler.ablası bir hışımla mutfağa gidip halleyleri getirir 5 er 5 er üleştirerek dağıtılır ve talu ve ablası 10 halleyi orada bitirir ama dikkat çekilecek husus talu rejimde değildir ve ablası rejimde dir.

bu gerçek ablasının suratına bir kapı gibi çarpar ama kendini rahatlatma politikası izler onun için diyetsaat 6 dan sonra sadece meyve yiyerek yapılan bir unsurdur.6dan önce her istenen yenilebilir buna dayanılarak de annenin yaptığı bütün yemekler de yenir.


ve saat 6 sularından sonrasını gösterir talunun ablası acıkmış etrafta volta atar. Talu ne bulduysa ablasına göstererek yer ve pis pis gülerek ablasına " sen diyetteydin de mi"der ablası evdeki bütün meyveleri çekirge gibi yemeye başlar ,3 kilo meyve bi anda yok olur ama yinede meyveler ona tokluk hissi vermez .buna rağmen dayanmaya çalışır ama yavaştan şuur kaybı meydana gelir.

saat 11 e kadar dayandıktan sonra Talu'ya zorla yaşpasta yaptırılır ve saat 12 sularında yaşpasta iki kardeş tarafından bitirilir ve yedikleri üzerine yatılır
.

ben yıllar öncesinde rejim yapamadığım farkına varıp bir daha bu işlere bulaşmamıştım ama abla hanım hala diyet yapabilme potansiyeli olduğunu savunur ve böyle maceraları sıkça yaşar.