Türkmenistan Hatıraları..

Ankara'dan direk uçak olmadığı için Hasan,Ebru ve ben İstanbul'a geçip ordan Aşgabat'a geçtik..Aşgabat'a indiğimizde bizi Türkmen-Türk okullarının idaresinde çalışan Sezgin abi karşıladı.Tabi uçaktan inince çektiğimiz çile cabası ..havaalanı görevlileri bavulların x-ray cihazından geçmesi yetmiyormuş gibi bide didik didik arıyorlar.Gece geç vakit Aşgabat'a indiğimiz için direk kalacağımız yerlere yerleştik.

Orada mekan olaraken yakın dostumuz Yimpaş tı.Aşgabat'ın en büyük alışveriş merkezi bi nevi Aşagabat'ın ankamallı :)Orada dolarlarımızı manat yaptırdık.100 dolara o kadar çok manat geldiki.Cüzdanı felan geç ancak poşet pakladı biizim manatları.Bir poşet manatımız vardı.Bir an kendimi Banker Bilo gibi hisstettim.:D

resimde görüldüğü gibi ben manatları okşarken:))
Türkmenistan'da elektirik,su,doğalgaz bedava.Hatta Sezgin abinin arabasının deposunu biz fullettik .Çünkü sadece 1 ytl idi.:)evet evet yanlış okumadınız 1 dolar bile değil bidepo benzin 1 ytl..
Aşagabat çok gösterişli bir şehir bütün devlat binaları saray gibi gösterişli..Dşları beyaz mermerden.Çoğu apartman bile gökdelen şeklinde ve ışıklandırmalı.Yani Aşgabat'ı gece görenler hayran kalıyor.Her yer ışıklı, parklı ,havuzlar, yeşillik.Süper bir şehir..
Aşgabat'tan kareler:

yukardaki de Eski Cumhurbaşkanı Sapar Murat Niyazov un kabri.












Bu resimdeki cami Orta Asyanın en büyük camisi içeriye girince insanın ağzı açık kalıyor ama içerde foto çekmek yasak olduğu için çekemedim




Yukardaki anıtın adı 40 ayak.
10 at olduğu için 10x4=40:p












resimdeki anıtın adı 3 ayak üzerinde altın kaplama Sapar Murat ın heykeli var.Teleferikle yukarıya çıkılyor.yukardaki son reim 3 ayağa teleferikle çıkarken çektim


















Ayrıca Türkmenistan'da taksi diye bişey yok.Bütün arabalar sizin taksiniz:D
yani bildiğiniz otostop çekiliyor.Paraya anlaşılıyor gideceğiniz yere bırakılıyor.Çok ilginç ama bütün insanlar böyle yapıyor.Bize ilk başta çok ilginç geldi .Tabi biz temkinli davrandık yanımızda erkeksiz binmedik:p



Aşgabat'tan araba kiralayıp Marı şehrine geçtik.Yani eski adıyla Merv şehrine..Buram buram tarih kokuyordu.Bu arada araba bizle 9 saat dolaştı yalnızca 6 dolar verdik valla burda yandaki bakkala o parayla anca gidiir:)Tabi orada en yüksek maaşta 150-200dolar arasında..
Marı'da sahabelere gittik,ordan kız kalelerine geçtik.Biri büyük biri küçük olmak üzere karşılıklı iki kale var.Rivayete göre bu kalelerin küçüğünde peri kadargüzel kızlar yaşıyorlarmış.Büyük kaleden küçük kaleye taş atabilen istediği kızı seçebiliyormuş.Hasan arkadaşımız atmaya çalıştı ama mesafe o kadar uzakki yarı mesafeye bile gitmedi taş.Zaten bu satede sapanın icat edildiği söyleniliyor.
Aşağıdaki resimde arkadaşlar küçük kalede arkada görünen büyük kale ...

Merv'de Sultan Sencer'in kalesine de gittik.Rivayete göre Sultan çok güzel bir kızı sevmiş ,kız onla evlenmek için bazı şartlar sunmuş,sultan kabul etmiş.Şartlar:kız saçını tararken ve yürürken arkasından bakmayacak.Tabi Sultan bu kuralları bozmuş arkasından bakmış ki kızın ayakları ters böyle olunca kız resimde de görülen sarayın tavanındaki küçük beyaz delikten uçup gitmiş.





Önünde bulunduğumuz kale Sultan Sencer kalesi


Türkmenistan daki en popüler sanatçılar bile halkla iç içe çünkü nüfusları çok az.Marı ya gittiğimiz ilk gün en ünlü sanatçılarda Pehlivan ile tanıştık,sohbet ettik.Hatta ertesi gün kaldığımız misafirhaneye imzalı posterlerini yolladı sağolsun.Orada en beğendim sanatçı Dj Begga oldu.Marı'da uzun araba yolculukları yaparken Türkmen şoförün çaldığı müzikler arasında Begga nın bi şarkısı çok hoşuma gitti ve arayıp tarayıp o şarkyı buldum.Hatta youtubeden de bulup sizlerle paylaşayım dedim:D


Orad sanatçılar hep bilindik şarkıların müziklerini alıp Türkmence söz yazıyorlar yani bütün Türk parçalarının Türkmence versiyonunu görebilirsiniz.Zate bu sayede ünlü oluyorlar.Telif hakkı felan yalan ödemiyorlar öyle bişey:DOrada en sevilen şarkıcılar:Rafet El Roman İbrahim Tatlıses....Çöl pazarı diye bir pazara gittik orda İsmai yk nın hiç duymadığım bir parçasının çalması beni şaşırttı.Türkmenler Türkiye ile yakından ilgileniyorlar.Hep Türk kanalları izleyip,Türk takımları tutuyorlar.


Marı'da Türkmen düğünün gittik.Bütün kadınlar yöresel en şık kıyafetlerini giymişti hiç bizim düğünlerde kıyafetlere veya normal günlük kıyaflere rastlayamazsınız zaten orada misafir ve yabacı olduğumuz belli oluyordu.Gelin yöresel bir kıyafet giymişti.düğünler çok abartılı oluyor masalarda onlarca çeşit yemek.Tabi biz o yemeklerden alışık olamadığımız için yiyemedik bide çok yağlıydılar..Oradaki kızlara motifli mendil,erkeklre normal mendil dağıtıldı.Türkmen kızları bizi zorla sahenye çağırıp eşlik etmemizi istediler bizde az da olsa eşlik ettik:D
O sırada masada çantalarımzı kalmıştı ,başlarında da kimse yoktu misafirhaneye geldiğimde çantamda erkek mendili çıktı,kim koydu niye koymuş hala mechul..
Düğünde gelin sürekli nezleymiş gibi mendili burnuna dürtüp duruyordu,sonra öğrendimki onlarda mendille ağzını örtmek adetmiş.hatta resimlerini bile çektim:)





Aşgabat'tan uçakla Türkmenbaşı şehrine geçtik.Şehirlerarası uçak yolculuğu 1 dolar.Türkmenbaşı Hazar Denizine kıyısı olan küçük turistik bir şehir.Şu an dünyanın sayılı turistik şehirlerinde olması için çok büyük bir proje yapılmış hatta bir Türk firması olan Sehil bu işi üstlenmiş Sehil inşaatı ziyaret ettik projenin resimlerini gösterdiler ağzımız açık kaldı.Projeye başlanmış ama Türkmenistan daki tek çimento fabrikasının motoru yandığı için ülkedeki bütün inşaatlar durmuş,komşulardan da alamıyorlarmış,zavallı adamlar çok stresliydi ....her neyse Türkmenabaşına 1 günlüğüne ve hazırlıksız gittiğimiz için denize giremedik sadece ayaklarımzıı sokduk zaten deniz yılanlarını görüncede ondan da vazgeçtim ama oranın halkı alışmış
umursamadan giriyorlar..



Daha resimlerini koyamadığım veya anlatamadığım çok hoş yerelere gittik ama sizlerle bu kadarını paylaşabildim...