Krizin işçiden, memurdan, emekçiden çok öğrenciyi vurduğunu düşündüğüm şu günlerde, ıssız adamın pasif reklamının iyi yapılmasından mı yoksa kafamın içinin ıssız adamdan daha ıssız olmasından mıdır bilinmez 8 TL ‘den feragat edip bu yapıma gitmiş bulundum. Bir önceki Çağan Irmak filminde olduğu gibi bu filminde ağızdan ağza dolaşan şöhreti bize kadar ulaştı. Her giden öle güzel film, acayip film, şöyle kopardı bizi, işte böle böğüre böğre ağladık diyince eksik kalmamak için gitmek şart olmuştu zaten… Duygusal filmlerin değişmezlerinden biri olan sevgiliyi de yanımıza alma ritüelini de yerine getirmeyi unutmadım deyim. Çünkü o sebeptendir ki sevgilinin yana alındığı filmler daha bir duygusal, ağlama zırlama konusunda daha bir meşruiyeti olan, ağlayabilirsen de boşa gitmeyeceği bilinen, göz yaşlarınızın sonsuz uzayda hacim sahibi olacağını bildiğiniz filmlerdir.
Film, geçmişte iyi bir film deneyimi olmuş başarılı bir yönetmene sahipken, bu denli güzel eleştiriler almışken, yanına sevgilisini alan her türk genci ağlamaya şartlanmışken ışıklar kapandı ve filme geçildi. Issız adam göründü aslında tipsiz adamdı ıssız değil. Saçları ters dönmüş bir ayakkabı gibiydi, değme amelelere taş çıkaracak bir kıl topağıydı özünde… Çarpık ilişkileri vardı psikolojisi bozuktu ama filmde teşhisi konulamadı ya da konuldu…. Issızlık literatüre sapıklığın bir türü olarak geçti biz farkında olmadık… Film başlar başlamaz adamımız bir gruba girdi evli bir çifte üçüncü oldu, akabinde sado-mazo bir ilişkiye yeltendi, başroldeki kıza zıpladı, bir yaşlı kadına atladı, sayısız yaşlı ev hanımını ve hayat kadınına ise hiç değinmek istemiyorum…. Bi ara iyi ki ıssızmış adam ya bide ısınsa ne yapacaktı acaba demekten kendimi alamadım zuahah. Hatta perdeden çıkıp geleceğinden korkan koltuklarına sıkı sıkı sarılan insanlar gördüm muahahah
Konusu çok basitti, oyuncular iki kişiden ibaretti, klasik aşk hikayesiydi ama realiteden uzaktı. Tipsiz pardon ıssız adamımız yeşil gözlü ceylan kızımızı çok basit tavlamıştı o tiple, bayat esprilerle kızda dünden hazırdı ellaaam tanışmasıyla yatmaları bir oldu… Film zaten Türk aile yapısını ve toplumsal hayatını çok iyi anlatıyordu bu açıdan. Yönetmen ya kavanozda yetişmişti yada yabancı bir yaşam standartını bizim diye itelemişti bize onu anladım en nihayetinde…..
Issız adamımızın bu performansı lise yıllarımı getirdi aklıma nasıl saf, nasıl temizdim, bir de kız arkadaşım vardı…. Yeni gürlediğimiz, karşı cinsi etkileme peşinde koştuğumuz yıllardı. O zamanlarda da sinema, güzel duygusal bir film seçimi, hem karşı cinsi duyguya boğma hem de seçiminden dolayı nasıl ince bir insan oluşunun karşı tarafça fark edilmesi açısından önemli bir seçenekti. Şöyle afişlere baktığımı hatırlıyorum aralarından birisi çok güzeldi Panama vardı işte palmiyeler falan filan…. Ambiyans süper dedim ismi de panama terzisiydi filmin. Garibim terzinin başından geçebilecek en baba aksiyon aşktır herhalde dedim ve aldım iki bilet. Gene kız arkadaş yanda…. Işıklar karardı film başladı terzi göründü…. Bir, iki ,üç terzi durmuyordu maşallahı vardı adamın, panamada hatun bırakmadı öle deyim. Hatta aradan önce salonun yarısı salonu boşalttı. Sayıyla yedi kişi kalmışızdır en fazla salonda o derece bi ortam gelişti bir anda. Yanımdaki kızcağız ne düşünmüştür acaba hiç sormadım. Zaten çok uzunda çıkamadık ayrıldık hep merak ederim bu filmin ne derece bir etkisi oldu diye zuahahah …. İnce olmak isterken sapık olmak hoş bi duygu değildi ne o zaman ne de şimdi….
Issız adam fantezileri geliştirirken aynı kumpasa geldiğimi hissettim bir an ama şükür ki bu filmi kız arkadaşım önermişti okkalı bir nefes aldım… Sonra benim lise yıllarımda düştüğüm duruma düşebilecek insanlar geldi aklıma üzüldüm. Issız adam balonu fena patlamıştı. Filmde sonlara doğru karşılıklı bir konuşma geçiyordu insanların duyguya boğulduğu lafta… O ilişkiyi ayrıcalıklı yapan adamın anormal olmasıydı ve kimseye bağlanamamasıydı yoksa son derece klişe bir konuydu.. O içten konuşma sahnelerine duygulananlar “selvi boylum al yazmalımda “ kadınım Asyam ” diyen iç seste ne yaparlardı acaba… Millet ağlamaya kastırmıştı kendini nitekim bir takım kız tayfasıda başarmıştı. Çıkarken gördüm bir kaç tane ağlak tip inanılmazdı…. Bu kadar çok iş tutma sahnesinin olduğu bir film genç kızlarımızı ağlatmayı başarmıştı zuahahaha… Şartlananlar şartını yerine getirdi gibi geldi çoğunlukla bana…. Sonra kendi kendime söylendim peki senin günahın neydi Panama Terzisi senin günahın neydi acaba ? O zaman sinemayı boşaltan ıyyyyk bu film sapıkça diyip, benden yanımdaki kızcağızdan başka filmin sonunu beklemeyen türk gençliği nereye gitmişti acaba… Öyle ki bazıları ağlamıştı bile zuahahahh :O Evril gençlik evrilebildiğin kadar….. Uykusuz_Ejder